1. Anasayfa
  2. Hayata Dair Her Şey
Trendlerdeki Yazı

Ruhlar Cinler Büyü ve Astral Boyutlar

Bu İçerik de Ruhlar Ve Cinler Hakkında Bir Makale Yazdım

Ruhlar Cinler Büyü ve Astral Boyutlar
ruh ve cin nedir

Ruhlar Cinler Büyü ve Astral Boyutlar

Ruh, birçok din ve kültürde, bedeni kontrol eden, yöneten ve bedenin yaptıklarından sorumlu tutulan, geçici fiziksel evrende bedeni kullanan ve bu araçla tasarrufta bulunan esas özümüz veya ölümsüz varlığımızdır. Bu varlık, elle tutulur, gözle görülür bir varlık değildir. Bu yüzden bilim, henüz ruhun varlığını ya da yokluğunu ispat edebilmiş değildir. Ancak, sadece bilim rehber alınırsa ve bilimin keşfetmediği gerçeklikler göz ardı edilirse, bu kez saf bir materyalist bakış açısından daha ileriye gidilemez.


Ruh nedir? Ruh nerededir?

Fiziksel dünyaya bakan bedenimiz değildir, o sadece bir araç olabilir. Bir bardak suya bakan bir insanın, bu görme eylemini nasıl gerçekleştirdiğini irdeleyelim. Işınlar, bardaktan çıkıp göze, oradan da beyne gidiyor. Görüntü gerçekleşiyor. Ancak beyni ameliyatla açıp bakarsak, orada et ve sinirlerden başka bir şey göremeyiz. O halde görüntü nerede meydana geliyor? Dahası, o görüntüyü görüp yorumlayan kim? Gören asıl kişi kim? İşte bu sorunun cevabı, ruh veya öz dediğimiz varlıktır. Görüntü, beyinde değil bilinç alanı adı verilen gizemli yerde gerçekleşiyor. Görüntüyü gören de ruh ya da öz dediğimiz varlıktır. Ruh, bedeni kukla gibi kullanan, fiziksel boyutla bağlantılı ama içinde olmayan bir ölümsüz varlıktır.

Materyalist bakış açısı ise evrenin sırlarını ve öte alemdeki varlıkların gizemini çözmek için yeterli genişliğe sahip değildir.  Bu noktada dinler devreye girer. Her bir din, ruh için farklı tanımlar yapmış ve hepsinin ortak paydası; ruhun ölümsüzlüğü noktasında birleşmiştir. Fiziksel kainatta varlığını sürdüren canlılar, sadece mavi gezegenimizdeki bitkiler, hayvanlar ve insanlar değildir. Astral alemler adı verilen başka alemler de olduğunu/ olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir.  Astral alemlerde ruhların tabakası veya boyutu, cinlerin boyutu, perilerin boyutu, meleklerin boyutu gibi kavramlara farklı din ve düşünce ekollerinde rastlıyoruz.


Cinler Alemi

Cinler alemi hakkında bilgimiz oldukça sınırlıdır. Bu konuda Kur’an ayetlerine bakılarak cinler hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Kitapta cinleri Allah’ın yarattığı ( Enam suresi 100), cinlerin Müslüman ve kafir olarak ayrıldıklarını (Enam 112), cinlerin bir kısmının insanlara musallat olarak onları yoldan çıkardıklarını ve bu yüzden cezalandırılacaklarını ( Enam suresi 128), Kafirlerin kıyamet gününde kafir cin toplulukları ile beraber yanacaklarını( Araf-38), Allah’ın insan ve cinlerle cehennemi dolduracağı (hud-119), cinlerin insanlar gibi zaman ve mekana bağımlı olmadan hareket edebileceklerini (Neml-19), kötü olanların insanlara kötülüğü ve sapkınlığı fısıldayarak onları yoldan çıkardıklarını (fussilet-25) öğreniyoruz.

Pexels Erik Mclean 5696731


Cinler nasıl Yaşar?

Yine cin varlıklarının, fiziksel aleme sızabildiklerini, taht ve kürsüleri saniyeler içinde taşıyabildiklerini, insanlara bir şeyler fısıldayabildiklerini, insanların bu sesleri kendi iç sesleri olarak algılayıp yargıya vardıklarını da görebiliyoruz.

Cinlerin kabileler halinde yaşadıklarını, üreyip çoğalabildiklerini, öz olarak ateşten yaratıldıklarını da öğreniyoruz. Cinlerin, insan yemek kalıntıları ile beslendiğini, tenha alanlarda kümelendiğini de ileri süren kaynaklar var. Cinler sadece orta doğuya has varlıklar mıdır? Elbette ki hayır! Cinlerle ilgili ilginç bir bilgiye daha yer vermek istiyoruz.


Hindistan’da Bir Cin

Ünlü Kriya Yoga üstadı Paramahansa Yogananda’nın dünyada en çok satan otobiyografi eserlerinden biri olan “bir yoginin otobiyografisi” kitabında; Hindistan’da  kendi yaşamındaki olayları anlatırken, onun üstadı olan Sri Yukteswar’ın bir arkadaşının Hazrat isimli bir cini hükmü altına aldığı yazar. Bu cin , efendisinin istediği her şeyi ayağına getirebilmektedir. Acıktığında sıcak yemekleri önüne dökebilmekte, elbise istediğinde anında bu dileğini yerine getirmektedir.  Dünyaya ait olan her nimeti elde etme gücüne eriştikten sonra, bu adamın iyice yoldan çıkıp ziynet eşyaları cine çaldırmaya başlaması, Hazrat cinini kötü amaçları için kullanması nedeni ile, bu cini emri altına veren yaşlı yoginin, cini geri aldığı da yazar.

Hazrat isimli cinin, sadece kendini ibadete adayanlara geçimlik sağlayan sağlam bir hizmetli olduğunu görüyoruz. Bu hizmetliyi irade altına almak için, bazı kutsal sözcüklerin yıllarca yılmadan tekrar edilmesi gerektiğini de görüyoruz. Ayrıca cini iradesi altına alan insanın, bu varlığı hırsızlık gibi kötü şeyleri yaptırmaya zorlayabileceğini de görüyoruz.


Büyü Yolu İle cinleri Musallat Etmek

Büyü yolu ile cinler, insanlara musallat edilebilir. Havas ilimlerine aşina olanların da bileceği gibi; bizim kültürümüzde de çeşitli cin isimleri vardır ve bu isimleri sürekli zikrederek, onları çağırmak mümkündür. Her bir cin farklı bir amaca hizmet eder, irade altına alınan cin, o kişiye hizmet etmekle görevli olur.  Buradan anlaşılan şudur ki; ister iyi niyetli olsun, ister kötü niyetli olsun, havas anahtarlarını eline geçiren insanların, bu anahtarları araç olarak kötü emellerine hizmet için kullanabilecekleri gerçeği ile karşılaşıyoruz.

Bu noktada büyü, kara büyü kavramları ortaya çıkıyor.  Kara büyü; zarar vermek için yaptırılır. İşin içinde astral varlık grubundan biri olan cinler vardır. Cinlerin insan beynine nüfuz edebilecek yetenekte, bilinçli varlıklar olduğunu biliyoruz. Kara büyüye maruz kalan biri, bu kötü enerjilerin tesiri altına girer ve tüm yaşamı alt üst olur. Bu durum, büyü tutarsa gerçekleşir.


Büyüye İnanmayan İnsanlarda Büyü Etkisi

Büyü kavramını hiç duymamış, büyü olayına hiç inanmayan insanların kuvvetli iradeleri, cinlerin tesirlerine karşı bir kalkan geliştirir. Onların zarar görmesi daha zordur.  Cinler bana zarar veremez inancını tam bir imanla benimseyen kararlı birine cinlerin yollayacağı tüm mesajlar, sinyaller daha az etkili olmaktadır. İmanı kuvvetli ve kendisini Allah’a adayan insanların, kötü enerjileri def etme potansiyeli çok daha fazladır. Ancak kararsız bir hayat sürenlerin, kafası karışık olan insanların, bu tesirlerden çabuk etkilenmesi olasıdır.


Cinlerin Yanıltıcı Özelliği

Cinlerin, insanları yanıltıcı yetenekleri vardır. Söz gelimi, bir cin çağırma oturumunda, davete icabet eden varlığın, cin mi ruh mu yoksa başka bir varlık mı olduğunu kestirmek; sadece medyumun bilgi ve deneyimine bağlıdır. Cin, kendini ölmüş birinin ruhu olarak tanıtabilir. O kişinin dünya hayatındaki eylemlerinin bilgisini çalabilir ve o kimliğe bürünebilir. Sorulan özel sorulara doğru cevaplar vererek medyumu ve diğer insanları kandırabilir. Onları etkilemeyi başardıktan sonra, 9 doğru söz 1 yanlış söz söyleyerek onları yavaş yavaş yoldan çıkarabilir. Ruh çağırma seansları ile cin çağırma seansları arasında büyük farklar vardır. Bu tür seanslarda çok dikkatli davranmak gerekmektedir. Çünkü ruhların da cinlerin de fiziksel aleme sızma yetenekleri vardır.


Astral Alemler RA Bilgileri

RA bilgileri adı altında yayınlanan 4 ciltlik kitap serisinde, kendisini 6. Boyuttan gelen bir varlık olarak tanıtan RA isimli varlığın, hayat, ölüm, yaşam, ölüm sonrası yaşam hakkında söyledikleri dehşet vericidir. Ra isimli varlık, zaman zaman yeryüzüne sızarak, insanların bilinçlenmesi için çalışmalar yaptıklarını bu kitaplarda ifade etmektedir.  Derin uykuda olan insanların uyandırılması ve insanlığın şu an içinde bulunduğu 3. Boyuttan 4. Boyuta sıçramasını kolaylaştırmak için, öte alemlere ilişkin bilgilerin verilmesi için çalıştıklarını ifade eden RA, fiziksel kainatın en kaba biçim olduğunu, bunun arkasında milyonlarca farklı astral gezegenler olduğunu da ekliyor. Daha önce dünyada çeşitli kimliklerde enkarne olduğunu dile getiren RA ve grubu; insanların zaman zaman ölümden sonra yeniden dünyada veya başka gezegenlerde enkarne oldukları temelinden hareket ediyor. Yani Ra grubuna göre, insanlar doğum-ölüm çarkına tekrar tekrar girip çıkıyor, belli bir olgunluğu kazanıncaya kadar bu kısır döngüde dolanıp duruyor.

Representation Of The Dream State

Ra bilgileri isimli kitapta, her insanın dünyaya olgunlaşma amacı ile gönderildikleri, bu süreci tamamlamakla mükellef oldukları ifade ediliyor.  Kitaba göre, insanlar, belirli sınavlara katılmak için yeryüzüne iniyorlar, ancak geçmiş yaşamlarını hatırlamadan bu iniş gerçekleşiyor. Geçmiş yaşamlarını hatırlamak isteyenlerin ise regresyon terapisi ile bunu başarabileceklerini de ifade ediliyor.

 


 

Regresyon Terapisi ile Geçmiş Yaşamlar

Günümüzde binlerce kişiye regresyon terapisi uygulayan Dr. Michael Newton, Ruhların yolculuğu isimli kitabında, terapiye katılan binlerce insanın anlattıklarını özetliyor. Hepsinin ifadelerinin ortak bir paydada buluşması oldukça ilgi çekicidir. Her insan, bu terapi esnasında geçmişteki yaşamlarını ayrıntıları ile anlatıyor. Dünyaya ne için geldiklerini idrak ediyor ve hayatlarında düzgün gitmeyen olayların nedenini, regresyon terapisi ile ortaya çıkarıp sorunu çözmüş oluyorlar. Aynı şekilde regresyon terapisi yapan Doleres Cannon da ölüm ötesi isimli kitabında kendi çalışmalarını anlatıyor. Bu çalışmalar ve Dr. Michael Newton’un yaptığı çalışmalar, ülkemizde Dr. Bedri Ruhselman’ın yaptığı çalışmalarla karşılaştırıldığında ortaya bakış açısını kökünden değiştirecek gelişmeler çıkıyor.

Daha ilginç olanı ise, Kriya yoga masteri Sri Yukteswar Guruji’nin ( Bknz bir yoginin otobiyografisi kitabı/ustamın dirilişi) öldükten 3 ay sonra enkarne olup, aşramdaki bir çok insana görünmesi, öğrencisi P. Yogananda’ya astral dünyaları ayrıntılı olarak anlatması ve anlatılanların hem Dr. Michael Newton ile hem Doleres Cannon ile hem de Dr. Bedri Ruhselman  çalışmaları ile hem de RA bilgileri ile paralellik göstermesi çok ilginçtir.  Bunların hepsi farklı zamanlarda yaşamış, farklı dilleri kullanan ve farklı coğrafyalarda yaşayan insanlardı. Aralarında bilgi alış verişinin olmasına imkan da yoktu. Deneklerin özellikle de terapi esnasında, ölümden sonraki boyuttaki faaliyetlerini anlatmaları ve bu anlatımların benzerlikler göstermesi de kayda değerdir.  Hepsi de astral alemlerin sınırsız olduğunu, cinlerin ayrı bir boyutta, ruhların ayrı bir boyutta ve meleklerin daha üst boyutlarda faaliyetlerini sürdürdüklerini anlatıyorlar.

Ayrıca Hindistan’da Kriya yoga Masteri Sri Yukteswar Guruji’nin, The Holy Science isimli eserinde dünyanın ve insanlığın kaderinin, astroloji temelinde, bölümlendirilmesi, çağlara ayrılması ve yaşanacak olan olayların tutarlı olarak anlatılmış olması da son derece ilginçtir. Bu bilgiler ışığında, ruhun ölümsüz olduğunu kavramak zor değil. Ancak ruhların reenkarnasyon geçirmesi, zaman zaman dünyaya gelip çeşitli bedenlere girerek imtihan edilmesi, bu deneyimlerden geçerek boyut atlaması ve en son da kaynak enerjide ( Tanrıda) birliğe varması, incelenmesi gereken bir konu olarak görünüyor.  Bu kaynaklar bir arada düşünüldüğünde şöyle bir sonuca varılabilir:


Büyü ile Astral Varlıkların Musallatı

Cinler, bilinçli enerji varlıkları olarak; iradesi zayıf olan insanlara çok kolay bir şekilde nüfuz edebiliyorlar, gerek rastgele gerekse büyü yolu ile hedef insanlara musallat edilerek, algıları değiştirilebiliyor. İnançları zayıf olan insanlar, çok daha çabuk etki altına girebiliyor. Bu varlıklar, insanlara düşman olarak değil de, boşluğa doğal olarak meyleden su misali, zayıf iradelere akıyorlar. Onları etki altına alarak isteyerek veya istemeyerek zarar verebiliyorlar. Çıkarılacak bir diğer sonuç ise şudur:  Büyü yolu ile ruhları musallat etmek mümkün değildir. Ruhlar, dünyadaki işlerini tamamlayamadıklarında, belli bir süre ( 3-5 ay) dünyada kalmaya devam ediyorlar. Bu bakımdan yakınlarına destek olmak amacı ile, maddeye nüfuz ederek paranormal olaylara neden olabiliyorlar. Telepati algısı kuvvetli olan insanlar ( medyumlar ve hassas kişiler) , bu ruhları hissedebiliyor.

Olmayan insanlar da rüya kanalı ile bu ruhlardan mesaj alabiliyorlar.  Bu ruhlar, insanlara zarar vermek için dünyada kalmıyorlar, aksine yarım kalan işlerini yoluna koymak için kalıyorlar ancak fiziksel boyut onlara kapalı olduğu için, çaresizce oradan oraya sürükleniyorlar. Ruhların fiziksel alemle bağlantıları, rüya kanalı ve  sezgi-ilham kanalı olarak 2 farklı kanaldan sağlanabiliyor. Sezgi ilham kanalı, algısı açık medyumlar tarafından kullanılıyor. Rüya kanalı ise, ölen kişinin ruhunun, sevdiği insanların rüyalarına sızması ve mesajlar vermesi yolu ile kullanılıyor. Bir müddet sonra da ruh, dünyada herhangi bir etkili işlem yapamayacağını idrak ettiğinde, kendi katına rehber ruhları ile beraber yükselmeyi kendi rızası ile kabul ediyor. Ruhlar alemine geçiş bu noktada başlıyor.

Bu İçeriğe Tepkiniz Nedir?
  • 2
    be_endim
    Beğendim
  • 1
    eh_i_te_idare_eder
    Eh işte idare eder
  • 0
    muhte_em
    Muhteşem
  • 1
    alk_hakettin
    Alkışı Hakettin
  • 0
    be_enmedim_k_t_i_erik
    Beğenmedim kötü içerik

Saldango.com'u 2020 yılının Nisan ayında kurdum. Saldango.com' da yazdığım ilk makalemden son makaleme kadar; sizleri genel manada bilgiye ulaştırmanın yanı sıra sağlık lı ve bilinçli birer insan olmanızı istiyorum. Zaman zaman kendime has özel içeriklerde üretiyorum. Film incelemesi, film eleştirisi, teknoloji yada kafanızda oluşan '' nedir '' sorusuna cevap bulmak istiyorsanız saldango .com tam size göre bir yer.

Yazarın Profili